Bundan 48 saat önce…Yani 9 Nisan günü çok farklı iki olay yaşandı.
Biri rotası değiştirilen bir uçaktı.
Öteki ise “Kartal İmam Hatip” etrafından gelen ve beni hayretler içinde bırakan bir “Hicret” teklifiydi.
Şimdi sıkı durun size birbirinden bağımsız üzere duran, fakat aslında bir yerinden birbirine bağlanan bu iki olayla ilgili bana ulaşan istihbaratı aktaracağım.
9 NİSAN GÜNÜ BAKÜ TOPLANTISINA SAATLER KALA
9 Nisan günü Türk ve İsrail üs seviye askeri yetkililerinden oluşan iki heyet, Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de bir ortaya gelmişti.
İki ülkenin Suriye üzerindeki kapalı çekişmesinin doruğa çıktığı günlerde bu buluşma çok büyük bir sürprizdi.
Hiç elbet bu buluşmanın mimarı Azerbaycan Devlet başkanı İlham Aliyev’di.
Dün bütün medyalarda bu haber verildi.
Ancak bu buluşmanın öncesinde çok farklı bir olay yaşanmıştı lakin nedense, Ankara buna sessiz kalmıştı.
Olay tıpkı gün İsrail’den kalkan bir uçağın, havada rotasını değiştirme zorunda kalışıydı.
RM-707 KODLU UÇAK HAVADA ROTASINI DEĞİŞTİRİYOR
Uçağın kod numarası RM-707’di.
İçinde Bakü’de Türk heyeti ile teknik görüşmeleri yapacak İsrail askerleri vardı.
İsrail’den Bakü’ye en kestirme yol Akdeniz üzerinden Türkiye oradan Bakü’ydü.
Ancak İsrail devlet televizyonu KAN kimsenin bilmediği bir olayı açıklıyordu.
Bakü’deki görüşmeye giden İsrail heyetinin bindiği uçak Türk hava alanının üzerinden geçirilmemişti.
KAN İsrail’in en büyük üçüncü haber ajansı. Cumhurbaşkanı Erdoğan için AA neyse, Netanyahu için de KAN motamot oydu.
İSRAİLLİ MUHABİR: ASLA GEÇEMEZSİNİZ DEDİLER
KAN’ın muhabiri o olayı şöyle anlattı:
“İsrail ile Türkiye ortasındaki gerginlik sürüyor. Akşam edindiğimiz bilgilere nazaran, Azerbaycan’da Türk heyetiyle görüşmeye giden İsrailli yetkilileri taşıyan hava kuvvetlerimize ilişkin bir uçak, rotasını değiştirmek zorunda kaldı. Zira Türkler, RM-707 kodlu uçağımızın Türkiye hava alanından geçmesine müsaade vermedi. Üstelik uçakta üst seviye isimler olmasına karşın. Türkler, uçağın hava alanlarından geçmemesi konusunda ısrarcı oldular. Açıkçası bu pek de diplomatik bir yol değil. Bu nedenle uçağımız, Bulgaristan ve Karadeniz üzerinden Ermenistan’ın da hava alanını kullanmak zorunda kaldı.”
ANCAK BU KIYMETLİ HABER NEDENSE ANADOLU AJANSI’NDA VERİLMEDİ
Dün bu yazıyı yazarken araştırdım. İktidarın resmi ajansı AA’da bu haberi göremedim
Oysa 17 Kasım 2024’de İsrail Cumhurbaşkanı BM toplantısı için Bakü’ye giderken tekrar müsaade verilmemişti ve AA bunu geniş bir haber yapmıştı.
O nedenle Türk medya kuruluşları bu haberi İsrail kaynaklarından verdiler.
Ankara nedense bu haberin görülmesini istememişti.
Bu ayrıntıyı bir kenara yazarak öteki enteresan istihbarat bilgilerine geçelim.
Bakü’deki bu toplantı sahiden çok kıymetliydi.
Çünkü Esad Rejiminin düşmesi Suriye’de varsayımımızın ötesinde bir vakum yaratmış ve bu vakumda Türkiye ile İsrail’in karşı karşıya gelmesi riski çok büyümüştü.
Şimdi bir hafta geriye gidip bir gece ne oldu ona bakalım.
2 NİSAN’I 3 NİSAN’A BAĞLAYAN GECE T4’DE NE OLDU
O gece İsrail Hava Kuvvetleri Suriye’de 3 başka gayeye akın yaptı.
Bunlar Şam, Hama ve Humus’tu.
İlk bakışta İsrail’in son vakitlerde Suriye’ye yaptığı akınlardan biriydi deyip geçilecek bir olaydı.
Ancak vurulan yerlerden birinin ismi çok dikkat cazipti.
Burası “T4” Havaalanıydı.
Bu havaalanının ismi son vakitlerde sık sık duyuluyordu.
Çünkü Türkiye’nin tam burada bir üs kurma hazırlığı içinde olduğu yazılıyordu.
İSRAİL’İN RESMİ X SAYFASINDA YAYINLANAN TÜRKÇE BİR HABER
Daha 3 Nisan sabahından itibaren değişik şeyler olmaya başladı.
İlk enteresan gelişme şuydu:
Uçakların saldırısı İsrail’in devletinin resmi “X” sitesinden Türkçe anonsla duyurulmuştu.
Arkasından da üç İsrailli bakanın demeçleri geldi.
Hepsi birebir şeyi söylüyordu:
“Bu Türkiye’ye bir mesajdır…”
İKİNCİ İLETİ İKİ GÜN SONRA BEYAZ SARAY’DAN GELİYOR
Neydi bildiri?
“Türkiye İsrail’in Şam sınırını aşarak Kuzeye yanlışsız ilerlemesine karşı. İsrail de Türkiye’nin, kendi güvenlik sonunu aşıp Güney’e hakikat ilerlemesine karşı.”
O ileti iki gün sonra Washington’dan daha tesirli biçimde geldi.
Netanyahu bunu ABD’nin yeni Başkanı Trump’a da iletmişti.
İLK SAĞDUYULU SES HAKAN FİDAN’DAN GELİYOR
İşte tam bu noktada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sağduyulu açıklaması geldi:
“Biz Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelmek istemiyoruz.”
Ancak bunun manası tam neydi?
“Bizim orada üs yapma niyetimiz yok mu…”
Yoksa;
“Bizim orada üs kurmamıza karşı çıkmayın, tam tersine oradan İsrail’e taarruz yapılmasına müsaade vermeyiz mi…”
İşte bu noktada artık inanç verici bir sisteme gereksinim vardı ve Bakü sürprizi geldi.
ORTA DOĞU SİYASETİNDE BİR BİRİNCİ: FİDAN VE KALIN GERİ ÇEKİLİYOR ASKER ÖNE ÇIKIYOR
Türkiye’nin Orta Doğu siyasetinde bir birinci meydana geldi.
Bugüne kadar bütün ilişkileri Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Lideri İbrahim Kalın sürdürüyordu.
İlk kere onlar geri çekildi ve devreye direk askerler girdi.
Çünkü çatışacak onlardı, çatışma tehlikesini de lakin onlar önleyebilirdi.
TÜRKİYE ALİYEV’E TEŞEKKÜR BORÇLU
Bunu da Türkiye Gazze konusunda İsrail’e en ağır suçlamaları yaptığı, İsrail’e karşı milletlerarası hareketin başını çektiği günlerde bile İsrail’le alakalarını bozmayan, hatta onu destekleyen Aliyev başarabilirdi ve başardı.
Böyle çok kritik bir anda Türkiye ona bir teşekkür borçlu.
Ancak Suriye’de çatışma tehlikesi bu kadar büyükken Ankara nedense İsrail’le bu görüşmeye pek sıcak görünmek istemiyor.
Hiç kuşkusuz bunun nedeni, Gazze Savaşı sırasında yürütülen militanca siyaset.
Kamuoyunu bu kadar ayağa kaldırdıktan sonra artık ansızın görüşmeye başlamayı izah etmek kolay olmayacaktı.
BAKU’DA BİRİNCİ ROUNDUN SONUCUNU DA İSRAİL RESMİ KAYNAKLARINDAN ÖĞRENDİK
Peki birinci round görüşmenin sonucu ne oldu?
Ankara’dan bu hususta bir açıklama gelmedi.
Yine İsrail medyasından öğrendik.
İyi görüşmede pek sonuç alınamamış.
Ama düzgün haber şu.
Görüşmelere devam denmiş.
AZERBAYCAN ASKERİ 9 MAYIS’TA MOSKOVA’DA RESMİGEÇİT YAPACAK
Bana nazaran son bir yıldır Orta Doğu’da en akıllı siyaseti yürüten ülke Azerbaycan.
Size küçük bir istihbarat daha.
Azerbaycan askerleri, 9 Mayıs’ta Moskova’da yapılacak geçit merasimine katılacak.
Bu, “Büyük Vatanseverlik Savaşı” denilen zaferin 80’inci yıldönümü.
Yani Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanya’sını yendiği savaşın 80’inci yıl kutlamaları.
Demek ki Azerbaycan’ın Rusya tarihinin bu kısmına hala bağlılığı var.
Unutmayalım o zafer birebir vakitte Holakost kamplarından kurtulan Musevilerin de kurtuluş günüdür.
BAKU TOPLANTISI GÜNÜ YENİ ŞAFAK’TA YAYINLANAN ÇOK FARKLI HİCRET YAZISI
Şimdi gelelim, asıl değerli “İşarete…”
Türkiye’nin Gazze siyaseti ne olacak?
Dün yani Bakü buluşmasından 24 saat sonra Antalya Forumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinleyenler şunu düşünebilir:
Çünkü Erdoğan İsrail’e tekrar “Terör devleti” diye girişiyordu.
Acaba Erdoğan Dışişleri ve Genelkurmay’ın Bakü buluşmasını torpillemek mi istiyor?
Şimdi sıkı durun.
Kimse üzerinde durmadı, lakin Bakü’de o görüşmenin yapıldığı 9 Nisan günü Türkiye’de çok değişik bir yazı yayınlandı.
Herhangi bir görüş yazısı diye bakıp geçebilirdim.
Ama yazı, iktidarın en büyük destekçilerinden biri olan Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlandı.
BİLAL ERDOĞAN’IN KARTAL İMAM HATİP ETRAFINDAN KIYMETLİ BİR YAZAR
Yazan da Taha Kılınç.
Ünlü “Kartal İmam Hatip grubundan.”
Yani Bilal Erdoğan’ın etrafından.
Orta Doğu üzerine çok sayıda kitabı var.
Anlayacağınız rastgele biri değil.
SABAH NAMAZINDAN SONRA İSTİŞAREDE KONUŞULANLAR
Yazı şöyle başlıyor:
(*) “Geçtiğimiz cumartesi günü (5 Nisan), sabah namazından çabucak sonra, hepsi de İslâm coğrafyasıyla sıkı münasebet içinde bulunan değerli beşerlerle bir istişare halkasındaydık. Temel müzakere bahsimiz, Gazze’nin bugün geldiği durumdu. Herkes kendi durduğu yerden baktığı için, sıkıntıya farklı açılımlar getirdi. Zihinlerde mevzuyu çok istikametli olarak netleştirmek ismine, işaret edilen temel noktaları -bir diyalog akışı içinde- aktarmak istiyorum”
ARTIK GAZZE’DEKİ İNSANLARI DİĞER BİR YERE TAŞIMALIYIZ
(*) “Gazze’deki insanları öteki bir coğrafyaya taşımayı artık konuşmamız gerekiyor. İslâm dünyasının gözleri önünde bir halk yok ediliyor. Toprak mı değerlidir, yoksa insan mı? Elbette insan daha değerlidir. Madem bu insanların öldürülmesine Müslümanlar mahzur olamıyor, bari kapılar açılsın. Bunun gündeme taşınması lazım.”
ARAPLAR KABUL ETMİYOR ÖYLEYSE BİZE HİCRET ETSİNLER
(*)” Yaşanan süreçte temel sorunlardan biri, Arap dünyasının hali. Filistin’e komşu ülkeler, Filistinlileri muhakkak topraklarına kabul etmek istemiyor. Gazze’yi boşaltsak mesela, Filistinliler nereye gidebilecekler?
Türkiye, Endonezya, Balkan ülkeleri, Cezayir… Akla gelen birçok alternatif var. Gazzeliler buralarda “hicret” mantığıyla hayatlarına devam ederler.”
48 SAAT GEÇTİ KİMSEDEN TIK YOK BU SESSİZLİĞİN MANASI NE
Çok farklı bir yazı.
Aradan 48 saatten gazla bir vakit geçti.
Baktım ne Ankara’dan ne de iktidara yakın medyadan tek söz eden yok…
Bu sükutun manası nedir?
Yazıyı ciddiye mi almadılar…
Yoksa Türkiye’ye yeni bir “Hicret’in” ön hazırlıkları mı yapılıyor?
Yani Suriye ve Afganlardan sonra Türkiye’nin kapıları en azından 1 milyon Filistinliye de açılıyor mu…
BEYAZ SARAY İKİLİSİNE ÇOK HOŞ BİR HABER DEĞİL Mİ
Bakü’de askeri görüşmelerin yapıldığı gün, İsrail’e de bu kadar hoş bir haber tesadüf olabilir mi?
Olabilir lakin kabul edelim ki, Beyaz Saray’da iki sandalye üzerinde Türkiye’ye ve Erdoğan’a o hoş iletileri ileten ikiliye de çok hoş bir haber bu.
İsrail’e Hamassız, Filistinlisiz bir Gazze ikram etmek nasıl bir fikir?
Netanyahu ne der bu hediyeye…
Ya orada lüks tatil köyü kurmak isteyen “Dostumuz Trump?”
Evet tıpkı gün arka arda meydana gelen olaylarla ilgili açık istihbarat bilgileri şimdilik bunlar.
TÜRKİYE’NİN İKİ FARKLI İSRAİL SİYASETİ MI VAR
Aynı gün Dışişleri Bakanıyla Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmalara bakarsanız, sanırsınız ki Türkiye’nin birbirine zıt iki İsrail siyaseti var.
Burası Orta Doğu.
Gerektiğinde dün söylenenler yarın masaya getirmek üzere buzdolabına konur.
Dün dündür bugün coğrafyasıdır bu topraklar.
Eminim devamı da gelecektir bu zigzagların, slalomların.
Ertuğrul Özkök
